Antalya’da yapılan kampın ardından ikinci devre gene
sıkıntılı başladı. 1-0 önde iken 1-2 geriye düşülen Uzunköprüspor maçında bir puan
son dakika golüyle güç bela kurtarıldı. Ligi tanımayan, daha önce BAL’de takım
çalıştırmayan Aydın hoca Uzunköprüspor gibi mücadeleci bir takıma karşı
tedbirsiz çıkınca alınan bir puana şükretmek durumunda kalındı.
Ardından Çorlu yenilgisi geldi. Bu yenilgi de tribünde
yaşanan olaylara bağlandı. Ligin dönüm noktası ise içerideki Çayırovaspor maçı
oldu. Hoca sahaya ilginç bir kadro sürdü. Sağ bek Ömer sağ açıkta oynarken Abaka
90 dakika yedek bekledi. Çift santrfor oynamayı seven Hoca ne hikmetse Tayfun’u
oyun 0-0 olmasına rağmen 90 dakika kenarda bekletti ve oyuna tartışmalı
müdahaleler yaparak çok kritik 2 puan kaybedildi ve şampiyonluk umutları büyük
ölçüde yitirildi.
Bu maçta Tayfun ve Abaka gibi önemli silahların neden yedek
olduğu ile ilgili iddialar var. Ancak şu nedenle yedek kaldılar demek için
noter tasdikli belgeye ihtiyaç var. Aksi takdirde iddiaların kargaların güleceği
gerekçelerle yalanlanacağı herkesin malumu.
İddia
diyoruz çünkü futbolcu, yönetici ya da teknik heyetten bazı kişilerin ağzından
duyduğumuz konuları dile getirince bizzat bu kişilerin geri vites yaptıklarına
çok şahit olduk. O yüzden iddia deyip geçelim.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen yarışı bırakmayan Edirnespor,
diğer şampiyonluk adaylarının vasat ve sorunlu takımlar olmasının da
avantajıyla, teknik sorumlunun Hereke maçındaki bana göre hatalı kadro tercihine
rağmen dört maçlık bir galibiyet serisini yakalayarak umutlandı.
Final niteliğindeki Velimeşe maçı öncesinde futbolcuların dikkatli olmaları, gereksiz kart
görmemeleri önemliydi. Ancak devre arasında soyunma odasına 1-0 önde
giderken rakip takım oyuncu ve seyircilerinin tahriklerine uyarak görülen
kırmızı kart ile maç kaybedildi ve sezon başından beri yapılan hatalar bu son
hata ile zirveye ulaştı. Bir sezon daha hüsranla kapanmış oldu.
Bütün bunları neden daha önce yazmadın diyenler olacaktır.
Yazmaya, anlatmaya çalıştım. Sorunun muhatapları komik bahanelerle gerçeklerin
üzerini örtmeye çalıştılar. Kulübün sponsoru olduğu iddia edilen şahıslar
tarafından sözlü saldırıya uğrayan basın mensupları oldu (saldırıya uğrayan kişi sessizliğini korusa da ben hiç bir basın mensubunun saldırıya uğramasını onaylamıyorum). Bazıları da sözlü hatta yazılı ifadelerini
yok saydılar.
Bu yazıda belirtemediğimiz başka konular da var. Edirnespor
camiası başarı istiyorsa gerçekleri halı altına süpürmeden, korkmadan doğruları
konuşmalı. Testi kırılmasın diyerek yapılan yapıcı eleştirileri hainlik olarak
nitelendirmekle kulübe destek olunmuyor.
Son bölümde görüşmek dileğiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder